filmin adı: a good woman
yönetmen: mike barker
yapımcılar: liam badger, mikael borglund, hilary davis, jimmy de brabant, michael dounaev, john evangelides, duncan hopper, rupert preston
senaryo: howard himelstein, oscar wilde (1892, lady windermere's fan)
oyuncular: helen hunt (mrs. erlynne), scarlett johansson (meg windermere), tom wilkinson (tuppy)
yapım yılı, yeri: 2004; italya, abd
dili: ingilizce, italyanca
süre: 93 dk.
türü: drama
ödüller:
yönetmen: mike barker
yapımcılar: liam badger, mikael borglund, hilary davis, jimmy de brabant, michael dounaev, john evangelides, duncan hopper, rupert preston
senaryo: howard himelstein, oscar wilde (1892, lady windermere's fan)
oyuncular: helen hunt (mrs. erlynne), scarlett johansson (meg windermere), tom wilkinson (tuppy)
yapım yılı, yeri: 2004; italya, abd
dili: ingilizce, italyanca
süre: 93 dk.
türü: drama
ödüller:
oscar wilde'ın lady windermere's fan adlı oyunundan beyaz perdeye uyarlanan film, hâliyle dialoglar üzerine kurulmaya çalışılmış, ilişkileri konu alan bir drama. fakat oscar wilde adını duyunca da filmden bir mutlu prens beklemenin sukût-u hayale sebebiyet vereceğini baştan belirtelim.
filmin konusu kısaca şöyle: 1930 senesinde, femme fatale'imiz mrs. erlynne (helen hunt) new york'ta gözden düşmüştür ve mücevheratını satarak italya'da küçük bir balıkçı kasabası olan amalfi'ye gider. burada, mutlu mesut yaşamakta olan robert (mark umbers) ve meg windermere (scarlett johansson) çiftinin hayatına fitne ve fücûr karıştıracaktır. ya da yönetmen böyle düşünmemizi ister fakat ne yazık ki bunu pek bir belli eder. elbette bu küçük kasabada dedikodu kazanı işlemeye başlar ve robert'ın mrs. erlynne'e para yedirdiğinin ortaya çıkması zaman almaz. bu esnada diğer bir hin oğlu hin olan lord darlington (stephen campbell moore) da meg'e göz koymuştur. zevcesinin fesat kadına yazdığı çekleri gören meg, lord darlington'ın teknesinde alır soluğu. bu esnada anlarız ki mrs. erlynne meg'in annesidir ve mrs. erlyne kendisini fedâ ederek bir yanlış anlamayı önler. tabiî bunu yaparken kendisine tâlip olan zengin bey tuppy'nin 'lânet olsun sana kadın,' edasıyla mekânı terk etmesiyle anne sevgisinin nelere kâdir olduğunu bizlere gösterir. burada sıkılıp filmin gerisini izlemeyen ve türünü tragdya sananlar çok şey kaybeder elbette: son sahnede robert ile meg; tuppy ile de mrs. erlynne barışırlar. onlar ere muradına, biz çıkarız kerevetine.
filmin konusu kısaca şöyle: 1930 senesinde, femme fatale'imiz mrs. erlynne (helen hunt) new york'ta gözden düşmüştür ve mücevheratını satarak italya'da küçük bir balıkçı kasabası olan amalfi'ye gider. burada, mutlu mesut yaşamakta olan robert (mark umbers) ve meg windermere (scarlett johansson) çiftinin hayatına fitne ve fücûr karıştıracaktır. ya da yönetmen böyle düşünmemizi ister fakat ne yazık ki bunu pek bir belli eder. elbette bu küçük kasabada dedikodu kazanı işlemeye başlar ve robert'ın mrs. erlynne'e para yedirdiğinin ortaya çıkması zaman almaz. bu esnada diğer bir hin oğlu hin olan lord darlington (stephen campbell moore) da meg'e göz koymuştur. zevcesinin fesat kadına yazdığı çekleri gören meg, lord darlington'ın teknesinde alır soluğu. bu esnada anlarız ki mrs. erlynne meg'in annesidir ve mrs. erlyne kendisini fedâ ederek bir yanlış anlamayı önler. tabiî bunu yaparken kendisine tâlip olan zengin bey tuppy'nin 'lânet olsun sana kadın,' edasıyla mekânı terk etmesiyle anne sevgisinin nelere kâdir olduğunu bizlere gösterir. burada sıkılıp filmin gerisini izlemeyen ve türünü tragdya sananlar çok şey kaybeder elbette: son sahnede robert ile meg; tuppy ile de mrs. erlynne barışırlar. onlar ere muradına, biz çıkarız kerevetine.
senaryo iyi bir yönetmenin elinde olsa, kadın erkek ilişkileri üzerine hoş bir uyarlama söz konusu olabilirmiş elbette. yine de filmin bize sunduğu iki özellik film için külliyen zaman kaybı dememizi engelliyor. standart amerikan romantik komedilerinden sıkılanlar, bir italya kasabasında geçen sahneleri izlemeyi yeğleyeceklerdir. bunun yanında, araya serpiştirilmiş 'her azizin bir geçmişi, her günahkârın bir geleceği vardır,' tarzı oscar wilde cümlelerini duymak her koşulda kayda değer. sonuç olarak diyebiliriz ki, haftasonu öldürecek zamanınız varsa ve beklentileriniz çok da yüksek değilse, a good woman çok da kötü bir tercih olmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder