14 Mart 2010 Pazar

shichinin no samurai (1954 - akira kurosawa)

filmin adı: 七人の侍 (shichinin no samurai) (aka. seven samurai)
yönetmen: akira kurosawa
yapımcı: sojiro motoki
senaryo: akira kurosawa, shinobu hashimoto, hideo hoguni
oyuncular: toshirô mifune (kikuchiyo), takashi shimura (kambei shimada)
yapım yılı, yeri: 1954, japonya
dili: japonca
süre: 204 dk.
türü: macera, epik, drama
ödüller: jussi (en iyi yönetmen, en iyi yabancı erkek oyuncu), mainichi (en iyi yardımcı erkek oyuncu), venedik film festivali (gümüş aslan)


eğer bu filmi halen izlemediyseniz, bir an gözlerinizi kapayın ve yaklaşık üç buçuk saat süren, siyah beyaz, 1954 yapımı, japonca bir film tasavvur edin. kuvvetle muhtemeldir ki uyuyakalmaktan kendinizi alamayacağınız, adının klasikler arasında geçmiş olduğunu duysanız dahi sıkıntıdan patlayacağınız bir film. kim bilir, belki de bir kaç seans zorlarsanız filmin sonunu görebilirsiniz. gören gözler, cümlenin gidişâtından gördü elbette: yanılgı içindesiniz. abartıyorsam günahı boynuma, fakat 204 dakika boyunca gözünüzü ekrandan ayıramayacağınız, sonuna geldiğinizde bir süre de ekrana ya da tavana bakakalacağınız bir şölenden bahsediyiyoruz: shichinin no samurai.



evvela sağda solda bulunabilecek malumatlardan dem vuralım. filmi izlerken bilinmesi gereken şeylerden biri dönemin japonyasında samuraylar ve köylülerin kat'a yanyana gelmeyecek iki farklı zümre olduklarıdır. samuraylar köylüleri hor göredursun, milletin efendileri de haliyle samuraylardan nefret ederler. filhakika, köylerini eşkıya (nâm-ı diğer nobushi) saldırılarından korumak için yardım arayan fakat yiyecekleri pirinçten gayrı verecek bir şeyleri olmadığı için ümitsiz olan köylülere, köyün yaşlısı gisaku'ya (kokuten kodo) "aç samuraylar bulun!" dedirten akira usta, tarihsel ironi ile harmanlanmış ilk silleyi ağzımızın ortasına yapıştırmıştır bile.

doğrudur, kurosawa doğa ile mekân ve karakterlerini ders verircesine bir araya getirir. mizah araya zekice yerleştirilmiştir. sahnelerin çekiminde birden fazla kamera kullanımı ile klasik kurosawa çekimleri mevzu bahstir. karakterlerin altı, oyuncu yetkinliğinin de yardımıyla kendimizi özdeşleştirebileceğimiz kadar doldurulmuştur. efendime söyleyeyim, film daha sonra pek çok batı yapımına esin kaynağı olmuştur. kikuchiyo karakterini canlandıran toshirô mifune daha sonra batı sinemasının aranan bir siması olmuştur, vs. esasında beni daha çok alâkadar eden husus, yönetmenin anlatmak istediği. belki de bunu en iyi yine kikuchiyo'nun ağzından dinleriz:

"çiftçiler hakkında ne düşünüyorsun? aziz oldukarını mı? hah! ne tilkidir onlar! 'pirincimiz yok, buğdayımız yok. hiçbir şeyimiz yok!' derler. ancak vardır! her şeyleri var! yeri kaz; ya da ahırları ara sürüyle bulacaksın! fasülye, tuz, pirinç, sake! vadileri araştır, saklı depoları var! aziz numarası yaparlar ama yalanlarla doludurlar! savaş kokusu alırlarsa, yenileni avlarlar! kokuşmuş, açgözlü, zırlayan, kurnaz ve acımasız yaratılardan başka bir şey değiller! allah hepsinin belasını versin! ancak onları kim böyle canavarlara dönüştürdü? siz! bunu siz samuraylar yaptınız! köylerini yaktınız! tarlalarını yokettiniz! yiyeceklerini çaldınız! zorla çalıştırsınız! kadınlarını aldınız! ve direnirlerse onları öldürdünüz! çiftçiler ne yapmalıydı?"

fazla söze ne hacet, filmimiz medeniyetler kadar çatışmasalar da bir araya gel(e)meyen unsurların buluşmasının kinayeli bir anlatımıdır özünde. şahsî olarak kimse yargılanmaz fakat umumî olan alanda herkes mahkum edilir. köylülerin ve samurayların bu ironik buluşmasının sonuna da hakikat adına konuşan kambei (takashi shimura) son noktayı koyar: 'zafer alanına' bakar ve "yine yenildik," derken kambei'ye bizler adına aval aval bakan shichiroji 'ye (daisuke katô) olayın özünü fısıldar: "çiftçiler kazandı, biz değil."

Hiç yorum yok: